-
1 mauvais
I1 raté kötü [cœ'ty]2 défaillant kötü [cœ'ty]3 incompétent zayıf [za'jɯf]4 incorrect kötü [cœ'ty]5 kötü [cœ'ty]6 kötü [cœ'ty]II1 sentir mauvais kötü kokmak2 il fait mauvais hava kötü -
2 mauvaise
1 raté kötü [cœ'ty]2 défaillant kötü [cœ'ty]3 incompétent zayıf [za'jɯf]4 incorrect kötü [cœ'ty]5 kötü [cœ'ty]6 kötü [cœ'ty] -
3 apprendre
v t1 öğrenmek2 prendre connaissance de haber almak3 öğretmek4 informer bildirmek◊Je lui ai appris que j'étais enceinte. — Kendisine çocuk beklediğimi bildirdim.
-
4 Nachricht
Nachricht f <Nachricht; Nachrichten> haber; mesaj;Nachrichten pl RADIO, TV haberler;eine gute (schlechte) Nachricht iyi (kötü) bir haber -
5 nahebringen
-
6 nouvelle
I(pl nouvelles)1 récent yeni [je'ni]2 qui remplace yeni [je'ni]3 autre yenidenIIn m fyeni birin f1 information haber [ha'beɾ]◊une bonne / mauvaise nouvelle — kötü haber
◊J'ai une nouvelle à vous annoncer. — Size vereceğim bir haber var.
2 les nouvelles haberler3 des nouvelles haberler4 récit öykü [œj'cy] -
7 bestellen
bestellen v/t <o -ge-, h> Waren, Speisen sipariş etmek; Zimmer, Karten ayırtmak; Taxi çağırmak;jemandem eine Nachricht bestellen b-ne bir haber iletmek;kann ich etwas bestellen? bir mesaj/not bırakmak ister misin(iz)?; AGR Feld, Garten ekmek, işlemek;es ist schlecht um sie bestellt onun durumu kötü; -
8 злой
kötü kalpli; öfke dolu,öfkeli,kindar; kızgın; azgın; kötü; zalim* * *1) ( недобрый - о человеке) kötü kalpli; gönlü kara2) öfke dolu; öfkeli; kindarзлы́е глаза́ — öfke dolu gözler
зло́е лицо́ — ters çehre
3) тк. кратк. ф., → сказ. kızgın, öfkesi olanон зол на тебя́ — sana kızgındır / öfkesi var
4) kötüзлой у́мысел — kötü niyet
зла́я шу́тка — перен. zalim bir şaka
5) ( свирепый - о животных) azgın6) kötü; karaзло́е вре́мя — felaket günleri; kara günler
зло́е изве́стие — kara / kötü haber
злой рок — menhus talih, kara yazı
7) zalim; acıзлой неду́г — zalim bir illet
-
9 недобрый
1) врз kötüнедо́брый челове́к — kötü kalpli / kötü yürekli bir adam
недо́брая весть — kötü haber
недо́брые наме́рения — kötü niyet(ler)
пита́ть недо́брые чу́вства к кому-л. — birine karşı garez beslemek
о нём идёт недо́брая сла́ва — adı (kötüye) çıktı
в недо́брый час — uğursuz bir saatte
2) (недо́брое) → сущ., с, в соч.он заду́мал что́-то недо́брое — adamın niyeti kötüdür / bozuktur
-
10 regret
См. также в других словарях:
kötü — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikte olmayan, hoşa gitmeyen, fena, iyi karşıtı Kötü bir kalem. 2) Zararlı, tehlikeli Kötü adam. 3) Korku, endişe veren Yabancının bu kötü kasdına yalnız azmimizle karşı koyduk. R. E. Ünaydın 4) Kaba ve kırıcı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
haber — is., Ar. ḫaber 1) Bir olay, bir olgu üzerine edinilen bilgi, salık Çırağın bir şeyden haberi yok. M. Ş. Esendal 2) İletişim veya yayın organlarıyla verilen bilgi Televizyonda dünya haberlerini izledi. 3) Bilgi Sanattan haberi yok. 4) dbl., esk.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kara haber — is. 1) Ölüm veya felaket haberi Belki de annemin verdiği kara haber beni öyle bir yerimden vurmuştu ki sersemleşip kalmıştım. Y. K. Karaosmanoğlu 2) Kötü, üzücü veya sıkıntı yaratan haber, bilgi Yoksa kara haberle mi gelirsiniz, şom ağızlı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kara haber tez duyulur — ölüm gibi kötü haber çabuk yayılır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çıkmak — den, ar 1) İçeriden dışarıya varmak, gitmek Ortalık ağarırken bir arkadaşımla yorgun adımlarla konaktan çıktık. F. R. Atay 2) nsz Elde edilmek, sağlanmak, istihsal edilmek Bu mülakatımızdan esaslı bir netice çıkmadı. Atatürk 3) nsz Bir meslek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ele vermek — 1) suçlu bir kimseyi haber verip yakalatmak, ihbar etmek O adamlar kim ise haber vermeli, dikkat etsinler, kendilerini sakın ele vermesinler. H. E. Adıvar 2) herhangi kötü bir şey yapanın yaptığını herkese bildirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
rivayet — is., Ar. rivāyet 1) Söylenti O, yanıma oturarak kara haberlerden, kötü rivayetlerden bahsetti. F. R. Atay 2) Bir olay, bir haber veya sözü nakletme Rivayete göre, iğrenç, akla gelmez uğursuzluklar işlemişler. R. H. Karay Birleşik Sözler rivayet… … Çağatay Osmanlı Sözlük
eyvah — ünl., Far. eyvāh Beklenmedik, kötü, hoşa gitmeyen bir haber veya olay karşısında duyulan acınma, üzülme sözü Eyvah, ne yer ne yâr kaldı! A. H. Tarhan … Çağatay Osmanlı Sözlük
Counter-Guerrilla — Seal of the Office of Defense Cooperation, Turkey. The 13 stars represent the original 13 US states, and indicate a United States Department of Defense organization (see seal).[1] Counter Guerrilla (Turkish: kontrgerilla) is the Turkish branch of … Wikipedia
Ergenekon network — The Ergenekon network or Ergenekon is an uncovered clandestine ultra nationalist organization in Turkey with ties to the country s military and security apparatus. According to the indictment prepared by three Turkish prosecutors handling the… … Wikipedia
iyi — sf. 1) İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı Bir aralık iyi fal bildiğimi haremde duyurdum. F. R. Atay 2) Bol, yararlı, kazançlı İyi yağmur yağdı. 3) Çok İyi para kazandı. 4) Uğurlu, hayırlı, iyilik… … Çağatay Osmanlı Sözlük